top of page
  • Yazarın fotoğrafıHasan Mert Bozdoğan

HOMBU DOJO’DA TATAMİDE OLMAK

2019 Temmuz ayında Japonya’nın Tokyo, Kyoto ve Osaka şehirlerinde biriktirdiğim anı ve izlenimlerimi “Japonya Hakkında” başlıklı makale serimle ve Tokyo-Shinjuku’da bulunan Aikikai Hombu Dojo’da geçirdiğimiz günlere dair gözlemlerimi de “Aikikai Hombu Dojo ve Civarı Hakkında” başlıklı makalelerim ile daha önceki dönemlerde sizlerle buluşturmuştum. Merak edip okumak isteyenler için; bahsettiğim makalelerimin linklerini bu makalemin altında bulabilirsiniz. Ancak o dönemde yazdığım makalelerimi kaleme alırken, Aikikai Hombu Dojo’da tatami’de olmanın nasıl birşey olduğuna dair çok fazla ayrıntı paylaşmamıştım.


Bu makalemi kaleme alırken tarih 1 Haziran 2020, günlerden ise Pazartesi. Bugün, Covid-19 Pandemi süreci sonrasında Hombu Dojo’da eğitimler kontrollü olarak yeniden başladı. Hombu Dojo’da alınan Covid-19 önleyici önlemleri ise şu şekilde; tüm Aikidoka’lar Hombu Dojo içerisinde-soyunma odasında ve tatami’de oldukları süre boyunca maske takacaklar, her ders öncesi ve sonrasında ellerini yıkayıp gargara yapacaklar. Hombu Dojo’ya girerken herkesin ateşi kontrol edilecek ve 37 derece üzerinde ateşi olanlar Hombu Dojo’ya alınmayacaklar. Girişte tüm Aikidoka’lar ellerini girişe yerleştirilmiş olan el dezenfektanları ile sterilize edecekler. 3ncü katta bulunan erkek soyunma odasında aynı anda en fazla 8 kişi alınacak, soyunma odasının kalabalıklaşması durumunda ise erkekler soyunma odası olarak dördüncü katta bulunan Dojo’yu (12 kişilik kullanım için) kullanabilecekler. Tüm antrenmanlar üçüncü katta yer alan ana Dojo’da yapılacak. Antrenmanlara aynı anda maksimum 35 Aikidoka katılabilecek (bu sayıya, kişi başına 3 Japon tatami’si düşecek şekilde bir hesaplama yaparak ulaşılmış. Bir Japon tatamisi yaklaşık 1,5-1,6 metrekaredir. Yani Hombu Dojo’nun Covid-19 önleyici önlemleri çerçevesinde aldığı kişisel alan bazı 4,5 metrekare olarak kararlaştırılmıştır.) Antrenmanlarda temazsız çalışma yapılacak ve sosyal mesafe kurallarına her daim uyulacak. Antrenmanlarda tekli egzersizler çalışılacak ve Bukiwaza (silah antrenmanları) çalışmaları için her Aikidoka kendi bokken ve jo takımını yanlarında getirecek ve her antrenman sonrasında mutlaka evlerine geri götürecek. Her antrenmana her zaman olması gerektiği gibi temiz bir takım Aikidogi ve hakama ile gelinecek, kişisel hijyene çok dikkat edilecek. Soyunma odasında kilit altında ya da çantalı şekilde dolap üzerlerinde eşya bırakılmayacak. Hombu Dojo’da yer alan bokken ve jo lar virüsün yayılmasını engellemek amacıyla kaldırılmışlar. Hombu Dojo’nun normal dönemlerde günde 5 antrenman olarak uygulamakta olduğu günlük programlar ise şu durumda 3 e indirilmiş durumda, ve herkes günde en fazla 1 antrenmana katılabilecek. Antrenmana katılmak öncesinde ise katılım için başvuru yapılması isteniliyor. Aikikai, Covid-19 sonrası aldığı önlemler çerçevesinde, 2020 yaz dönemi boyunca (Hatta belki yaz sonrasında da durum bir süre daha bu şekilde devam edecek.) Hombu Dojo’ya dışarıdan öğrenci ve eğitimci kabul etmeyeceği kararını açıkladı ve biz de bu durum sonucunda Aikikai ile yaptığımız yazışmalar neticesinde Temmuz 2020 Hombu Dojo ziyaretimizi üzülerek iptal etmek durumunda kaldık. Uçak biletleri ve AirBnb’den yaşadığımız maddi kayıplar ise Covid-19 Pandemi sürecine rağmen üzücü boyutlarda. Hombu Dojo’ya yeniden gitmeye bu kadar yaklaşmışken; bu hayalimden en az bir yıl süre ile uzak kalacak olmanın verdiği üzüntü, orada o anıları biriktirmiş olmanın hoş hatırası ve gelecek anıları biriktirebilmenin motivasyonu ile Hombu Dojo’da tatami’de olmanın nasıl bir şey olduğunu (bunu kısa süreyle bile olsa tecrübe etmiş bir Aikidoka olarak) kaleme alarak hem o anılarımı tazelemek ve hem de sizlerle paylaşmak istedim.


Aikikai Foundation, Aikikai Aikido World Headquarters, Aikikai Hombu Dojo, Aikido Hombu Dojo ya da Hombu Dojo isimleri Hombu Dojo için sayılabilecek isimlerdir. Hombu Dojo ilk olarak; 1931 yılında Aikido’nun kurucusu O’Sensei Morihei Ueshiba tarafından Wakamatsu-Cho Shinjuku Tokyo’da (Aikikai Hombu Dojo’nun günümüzde halen bulundu yerde) ahşap bir bina olarak inşaa edilmiş. İnşaa edilen ilk Dojo’nun ismi “Kobukan Dojo” imiş ve 80 tatami minderlik (yaklaşık 120 metrekare) bir alandan oluşmaktaymış. 1967 yılında, ahşap bina yıkılarak yerine daha modern bir betonarme bina inşaa edilmiş ve yeni inşaa edilen bu bina, 1973 yılında dördüncü ve beşinci katların yapıya eklenmesiyle modernize edilerek günümüzdeki halini almış. Giriş katında (Japonların tabiriyle birinci katta); giriş kayıt ofisi, kitap ve ekipman sergi-satış alanı, ayakkabı ve terlikleriniz bırakabileceğiniz alan, özel ofis, otopark alanına geçiş kapısı ve otomatların bulunduğu alan ile O’Sensei Morihei Ueshiba’nın bir portresinin bulunduğu anı duvarı bulunmaktadır. İkinci katta; kadın soyunma odası, başlangıç seviyesi derslerinin yapıldığı bir Dojo, erkek ve kadın tuvalet alanları, toplantı odası yer almaktadır. Üçüncü kat; erkek soyunma odası ve normal derslerin yapılmakta olduğu ana Dojo’dan oluşmaktadır. Dördüncü katta yer alan Dojo’da özel dersler ve özel grup dersleri yürütülmektedir. Yine dördüncü katta uchi-deshi yani yatılı ve daimi öğrencilerin konaklama alanlarının yer aldığı söyleniyor. (Biz bu kata çıkma erişimine sahip olmadığımız ve çıkmayı denemediğimiz için bu kat ve söz konusu olan beşinci kat hakkında malesef bilgi sahibi değilim)


Hombu Dojo’ya antrenman için geldiğinizde girişte bulunan karşılama ofisine Aikikai pasaportunuzu ya da Aikikai kimlik kartınızı bırakıp, ayakkabılarınızı belirlenmiş olan alana bıraktıktan sonra üçüncü katta bulunan erkek soyunma odasına ilerliyorsunuz. İlk gelişinizde evrak işlerinizin tamamlanabilmesi ve kayıt parasını ödeyebilmeniz için ders saatinden erken bir saatte Dojo’da olmanızın yararı olacaktır. Biz geçen yıl ki ziyaretimizde, ilk antrenman günümüzden bir gün öncesinde Hombu Dojo’yu ziyaret ederek giriş ofisindeki kayıt işlemlerimizi tamamlamıştık. Sabahları ilk antrenman olan 06:30-07:30 dersi öncesinde saat 06:00 da Hombu Dojo’ya gelecek olursanız giriş ofisinin kapalı olacağını da dikkate gerekmektedir.


Üçüncü katta bulunan erkek soyunma odası yaklaşık 20-25 metrekare büyüklüğünde ve her antrenman öncesi ya da sonrasında oldukça kalabalık oluyor. Duş alanı mevcut ancak toplu duş ve sadece soğuk su bulunuyor. Soyunma odasında Aikidogi’nizi giyip hakama’nızı bağladıktan sonra (Antrenmanların sonunda hakama’lar Dojo’da çıkartılıyor olsa da, ders öncesinde hakama’nızı soyunma odasında bağlamanız gerekmetedir.) soyunma odasının arka tarafında yer alan ve Ana Dojo’ya açılan perdeli kapıdan geçerek ana Dojo’ya girebilirsiniz. (Lütfen girişte seiza’ya oturarak önce kamiza’ya ve ardından da Dojo’da bulunan Aikidoka’lara selam vermeyi unutmayınız. Selamlama sonrasında ise içeriye alınmayı beklemeden tatami’ye girebilirsiniz.) Dojo’ya girdikten sonra dersin başlamasına 5 dakikadan fazla bir süre varsa, minderde uygun bir alana geçerek ısınabilir ya da minderde bulunan Aikidoka’lara selam verip saygılarınızı sunduktan sonra onlarla sosyalleşmeyi deneyebilirsiniz. Kıdemli Aikidoka’ların tek tek karşısına giderek onları selamlamanız kendinizi ve saygınızı ifade etmek açısından faydalı olacaktır. Bir kaç antrenmandan sonra, insanlar yüzünüzü benimsedikleri zaman onlarda aynı şekilde sizin yanınıza gelerek sizi selamlıyor olacaklardır. Hem de yaşlarına ya da Dan’larına bakmaksızın ve egolarını konuşturmaksızın. Keiko için partnerinizi ders öncesinde seçebilmeniz (Hombu Dojo’da keiko sırasında teknikler arasında parner değişimi yapılmaz, ders öncesinde seçtiğiniz ya da ders başlangıcında eşleşmek durumunda kaldığınız kişiyle o ders boyunca çalışmanız gerekecektir.) için Dojo’ya ders saatinden en az 10-15 dakika önce gitmeniz yararlı olacaktır. Dersin başlamasına 5 dakika kala, herkes sıraya geçerek dersin başlamasını bekler (Genellikle kıdemli öğrencilerden birisinin ikazı ile sıraya geçilir ve tatami’de bulunan tüm Aikidoka’lar kamiza karşısında sıralanarak Doshu, Waka Sensei ya da o dersi verecek olan Shihan gelinceye dek meditasyon yaparak kendilerini zihinsel olarak o keiko’ya hazır hale getirirler.) Derslerin başlaması öncesinde sıraya geçme ikazı verildiğinde Dojo’daki tüm pencereler ve yangın çıkış kapısı kapatılır. Ders başladıktan sonra ısınma egzersizleri tamamlanıp eşli çalışma başladığında ise, o ders Eğitmeninin talimatıyla yangın çıkış kapısı, Dojo camları tekrar açılır ve camlarda yer alan havalandırmalar çalıştırılır. (Doshu bu işi bizzat kendisi yapıyor.) Eğer kendinize sizden yaşça büyük ve Hombu Dojo’nun kıdemlilerinden bir partner seçtiyseniz, ders açılış ve kapanışlarında muhtemelen ön sıranın ortalarında ve tam ders eğitmeninin karşısına denk gelecek bir hizada yer alacaksınızdır. Çalışma arkadaşınız sizden yaşça büyük ise, kendisini rütbe olarak tanıyor olsanız dahi ona Sensei ya da Shihan diye hitap etmenize müsade etmeyecektir. Hombu Dojo’daki antrenmanlarda, dersi veren Shihan’lara Sensei diye hitap edilir. Onun dışındaki herkes birer Aikidoka’dır ve kimse birbirine Sensei ya da Shihan ünvanıyla hitap etmez. Hombu Dojo, Aikido yaparken ego rüzgarını hissetmediğim yerlerin başında geliyor. Orada tatami’de sizinle olan herkes kendilerini sadece ve sadece Aikido’larını geliştirmeye ve Aikido’yu yaşamaya adamış kişiler. Hombu Dojo’da dersler 1 saat sürer ve normal seviye antrenmanlarının yapıldığı, üçüncü katta yer alan ana Dojo’da günde 5 antrenman yapılmaktadır. Bu dersler; 06:30-07.30, 08:00-09:00, 15:00-16:00, 17:30-18:30 ve 19:00-20:00 saatlerinde yapılmaktadır. Cumartesi ve Pazar günlerinin antrenman saatleri daha farklıdır. Her ders genellikle farklı bir eğitmen tarafından verilmekte olsa da, peş peş olan akşam antrenmanları genellikle aynı Shihan tarafından verilmektedir. Her günün, her saat dilimi için farklı bir Shihan Aikikai Hombu Dojo’da ders vermektedir. Nacizane tavsiyem mümkün olduğunca çok derse katılmanızdır. Çünkü her birisinin eğitimi kendine has ve eşsiz.


En kalabalık dersler; Doshu tarafından verilmekte olan derslerdir ve özellikle Doshu tarafından verilen sabah 06:30-07:30 dersleri oldukça kalabalık ve enerji dolu bir atmosferde gerçekleşmektedir. Aikidoka’ların çoğu ders sonrasında takım elbiselerini giyerek hızlı adımlarla iş yerlerine doğru yola çıkmaktalar. Öğlen 15:00-16:00 dersleri yoğunluk olarak az, keyif olarak ise oldukça doyurucu ve keyifli derslerdir. Akşam dersleri de, Sabah 06:30-07:30 saatlerinde Doshu ya da Waka Sensei tarafından verilen dersler kadar kalabalık olmasa da oldukça yoğun katılımla gerçekleşmektedir. Cuma akşamları Doshu tarafından verilen, 19:00-20:00 dersi için haftanın en kalabalık dersidir demek abartı olmayacaktır. Hafta sonu antrenmanları da hafta içindeki normal saat antrenmanlarına göre daha kalabalık geçmektedir. Cumartesi sabahları Doshu tarafından verilen derslere Waka Sensei mutlaka oğlu ile katılıyor ve Dojo’nun arka tarafında onunla çalışıyor. Bu ufak Ueshiba kesinlikle izlenmeye değer. Bir Cumartesi keiko’sunda Waka Sensei ve oğlunun yanında şansını yakalamıştım. Bu benim için çok hoş bir anı ve deneyimdi. Doshu da sık sık yanlarına gelip torunu ile çalışıyor. Hafta sonu antrenmanlarında zaman zaman tanto teknikleri çalışılıyor. Hombu Dojo’nun genelinde sıcak bir hava hakim, özellikle birbirlerini uzun yıllardır tanıyan Hombu Dojo’nun müdavim Aikidoka’ları arasında. Soyunma odasında bazen hayli sesli kahkahaların da atıldığı sohbetler yapılıyor. Antrenmanlar sırasında da aşırı ciddi bir hava hakim değil. Partnerinizin sizinle sohbet ettiğine bile denk gelebilirsiniz. Özellikle Doshu’nun derslerinde, Doshu teknik çalışmaları esnasında Dojo’da dolaşırken kıdemli Aikidoka’ların yanlarına giderek kendileriyle mutlaka sohbet ediyor. Bu sohbetlerde de kahkahalara denk gelmeniz olası.


Olurda derse geç kalırsanız ve ders açılışından sonra tatami’ye girerseniz, çalışmaya katılamaz ancak arkadaki parke alanda seiza pozisyonunda ders boyunca oturarak dersi izleyebilirsiniz. Her dersten çok önce Hombu Dojo’ya gitmeyi tercih ettiğimizden bu bizim başımıza hiç gelmedi ancak gözlemleme şansımız bir kaç kez de olsa oldu. Yine Hombu Dojo’da üçlü çalışma da yapıldığına denk gelmedik, eğer partner seçimini kaçırır ve ısınmanın ardından da kendinize bir eş bulamazsanız yine arka bölümde izleyici olarak dersi takip etmek durumunda kalırsınız. Oturma sırasında tek şansınız ise, seiza. Aksi bir oturuşta kıdemli öğrencilerden birisinden uyarı alabilir hatta soyunma odasına gönderilebilirsiniz.


Ders açılışıyla birlikte dersin Eğitmeni tarafından 8-10 dakikalık ısınma egzersizleri yaptırılıyor ve gösterilen ilk teknikle birlikte antrenman başlıyor. Her teknik, açıklama yapılmaksızın, genellikle en son tekniğin gösterimin ardından çalışılacak tekniğin ismi söylenerek, normal çalışma temposunda 4 kez gösteriliyor. (Tabii bu da tarz meselesi, bazı Shihan’lar verdikleri derslerde daha açıklayıcı oluyorlar, ancak genel işleyiş bu şekilde diyebilirim.) Doshu ve Waka Sensei her keiko’ya mutlaka Shomen Uchi Iriminage tekniğini çalıştırarak başlıyorlar. Doshu tarafından verilen derslerde, ilk 45-50 dakikalık bölümü ard arda gösterilen tekniklerin çalışılması ile geçiyor. 45 ya 50 nci dakikanın sonunda teknik gösterimi için oturduğunuzda Doshu tarafından herhangi bir teknik gösterilmiyor ve siz partneriniz ile birlikte ayağa kalkarak o ders boyunca çalışılan tekniklerin hızlı bir tekrarını yapıyorsunuz. (Bu hızlı ve akıcı tekrar o dersi pekiştirebilmeniz ve çalışılanları anımsayabilmeniz açısından harika bir fırsat doğrusu.) Bu kısacık oturuş esnasında; su içmek ya da yüzünüzü yıkamak veya ağzını çalkalamak için soyunma odasına gidip geri gelebilirsiniz. Ya da suyunuz minderin kenarında ise içebilirsiniz. Ancak bu hareket tarzı ne partneriniz, ne Sensei, ne de çevrenizdeki Aikidoka’lar tarafından hoş karşılanmayacaktır. Keza onlar hemen teknik çalışmaya devam etmek isteyeceklerdir. Çalışmak, çalışmak, çalışmak. Bence Japonlar için çok önemli bir üçleme. Her keiko Kokyu-Ho tekniğinin çalışılması ile son buluyor.


Başta çok sıcak ya da samimi bir karşılama ve yaklaşım beklemek sizi hayal kırıklığına uğratacaktır. Keza; Japon Aikidoka’lar (burada Aikidoka’lar ile kastettiğim; Aikikai Hombu Dojo’da sizinle birlikte tatami’de olacak olan herkestir. Çünkü Aikido Hombu Dojo’da tatamiye çıkan Japon Aikidoka’lar, Dan dereceleri ya da seviyeleri ve ünvanları ne olursa olsun kendilerini öğrenme yolundaki yolcular olarak görmekteler. Dan dereceleri ne olursa olsun kendilerini Sensei ya da Shihan olarak ünvanlandırmayı tercih etmiyorlar. En azından benim kısa sürede katıldığım yoğun antrenman temposu içerisinde tanıdıklarım öylelerdi.) başlangıçta size karşı mesafeli, saygılı, uzak ve analizci bir tavırla yaklaşacaklardır. Japon toplumunun geneline karşı olmanız gerektiği gibi nazik, saygılı ve kibar davranışarınız sonucunda ve ayrıca tatami’de Aikido’ya olan saygı, sevgi ve bağlılığınızı göstermeniz sonucunda ise süreç içerisinde kendilerinin takdirini kazanacaksınızdır. Bu takdiri kazanmanız ile birlikte de gerek ders öncelerinde ve gerekse de ders sonlarında kendileriyle sohbet etme, onların engin bilgi ve deneyimlerinden faydalanma şansı bulabileceksinizdir. İşte asıl Hombu Dojo maceranız o zaman başlayacaktır. Çünkü o anlardan sonra kendinizi gerçekten kendi Dojo’nuzda kendi tataminizdeymişsiniz gibi hissetmeniz olasıdır.


Keiko’ların temposu, o dersi veren Shihan’dan Shihan’a değişmektedir. Çünkü her Shihan’ın ders verme tekniği ve antrenman temposunun farklı olduğunu gözlemlemiştik. Ancak burada not etmek isterim ki; Shihan’ların tarzları her ne kadar farklı olsa da, tekniksel olarak hepsi Aikido’nun gelenekselliğine ve köklerine çok bağlılar. Farklı ya da türetme teknikleri göstermekten ve çalıştırmaktan uzak duruyorlar. Doshu ve Waka Sensei tarafından verilmekte olan derslerin temposu ise son derece yüksektir diyebiliriz. Bu derslerde ancak teknik gösterimleri sırasında nefeslenme imkanı bulabilirsiniz ki, bunda da tekniklerin sadece dörder kez gösterildiği düşünülecek olursak bu oldukça kısa bir süreye denk gelmektedir. İlk bir kaç keiko’nun ardından ise insan bu yoğun keiko temposuna ve antrenmanların ritmine adapte olabiliyor.


Özellikle kalabalık antrenmanlarda küçük ukemi’ler yapıyor olacaksınız. Çünkü yoğun derslerde partnerinizle size düşecek alan muhtemelen en fazla iki tatami büyüklüğünde olacaktır. Yüksek düşüşler yapma fırsatını daha tenha derslerde ya da ders sonlarında tatamiden selam vererek seçeceğiniz yeni bir eş ile çalışma yaptığınız veya kendi ders partneriniz ile ders sonunda da çalışmaya devam ettiğinizde yapabilirsiniz. Ukemi demişken Doshu, Waka Sensei ve diğer tüm Shihan’lar hep sabit ukeler kullandıklarından, kendilerine uke çıkmak gibi bir şansınız ne yazık ki olmayacaktır. Tatami’ler geleneksel Japon tatami’si olduğundan, alışık olduğumuz genel Türk tatami’lerine göre biraz daha sertler. Ayak derinizin bir katmanını ya da diz derinizden parçacıkları Hombu Dojo’da bırakacak oluşunuz ise bir efsaneden çok öte. Bu tamamen gerçek. Özellikle Waka Sensei’nin çalıştırmayı çok sevdiği Suwariwaza teknikleri, sizin ayak ve diz derilerinizi yenilemeniz için büyük bir fırsat sunacaktır. Yanınızda mutlaka bir çift kaliteli dizlik bulundurmanızı öneririm. Keza Japonya’dan kendinize dizlik almanız gerekirse, bulma süreciniz oldukça sancılı ve yorucu olacaktır. Özellikle kalabalık derslerde, ısınma teknikleri sırasında arkalarda kaldıysanız, partnerli çalışmanızı Dojo’nun arka tarafında yer alan parkeli alanda çalışma yapmanız gerekebilecektir. Şunu da söylemek isterim ki; açıkçası tatami’li alan ve perkeli alan da birbirlerinden çok ta farklı değiller. Yine de Dojo’ya erken gittiğiniz bir günde ön ısınmanızı parkeli alanda yaparak, parke sertliğini kontrol etmenizin faydalı olacağı kanısındayım.


Özellikle Doshu tarafından verilen derslere katılımda yaş ortalaması son derece yüksek. Hombu Dojo’nun tatamisinde görebileceğiniz pek çok ileri yaşlı Aikidoka bulunuyor. Bu Aikidoka’ların bazıları gerçekten sizi birlikte antrenman yapmaktan bile çekindirecek yaşta. İnsan açıkçası bazısıyla çalışmaya korkuyor bile. Ya ona fiziki bir zarar verirsem diyerek. Ama kesinlikle onların dış görünüşlerine ve bedensel yaşlarına aldanmamanızı öneririm. Çünkü onlar (en azından benim çalıştığım olgun Aikidoka’lar öylelerdi.) antrenmanda sizi kesinle nefessiz bırakacak kadar kondisyonlular. Tekniksel olarak ise her biri ayrı birer derya. Doshu’nun ve Waka Sensei’nin antrenmanları dışındaki antrenmanlarda (özellikle akşam derslerinde) yaş ortalaması daha düşük. Genç Aikidoka’lar ile antrenman yapmak ise ayrı bir keyif doğrusu. Genellikle hemen hepsi çok kondisyonlu, dinamik ve aktif Aikido’ya sahip kişiler. Antrenmanlarda sürekli düş kalk yeniden saldır yeniden düş, sonra biraz düşür temposunda çalışacağınız için ise Hombu Dojo’ya gitmeden önce kendinizi kesinlikle kondisyon olarak hazırlamanızı tavsiye edebilirim. Japonya’da kaliteli beslenmek oldukça pahalı olduğundan ve ağırlıklı besinleri balık, pilav ve erişte olduğundan et ihtiyacınız için yanınıza takviye edici ve vitamin almanızı da önerebilirim.


Hombu Dojo’da fotoğraf ve video çekimi nasıl oluyor derseniz; ders sonlarında fotoğraf çekmenize laf söyleneceğini düşünmesem de, genel olarak fotoğraf çekimine çok sıcak bakmadıklarını da eklemek isterim. Ancak sabırlı davranmanız ve fotoğraf çekmek konusunda aşırı ısrarcı davranmamanız yararınıza olacaktır. Bir kaç gün tatami’de kendinizi gösterdikten sonra, insanlar size alışacaklar ve bu işe sıcak bakmaya ve hatta sizinle fotoğraf çekilmeye de başlayacaklardır. İlk dersinizin sonunda selfie çekmekten uzak durmanızın iyi olacağını ifade etmek istiyorum. Video çekimi için ise ön ofisten izin almanız gerekiyor. Yine Doshu ya da Waka Sensei ile hatıra fotoğrafı çekilmek istemeniz durumunda da, bu niyetinizi önceden ön ofise iletmeniz gerekiyor. Müsade çıkarsa zamanı size bildirilecektir.


Fırsat yaratabilirseniz ve şartlarınız el verirse Hombu Dojo’ya derslerden en az yarım saat önce giderek, hızla giyinip tatami’ye geçmenizi tavsiye ederim. Bu hem Hombu Dojo’nun manevi havasını solumanıza, hem oradaki Aikidoka’ları ve çalışma stillerini gözlemlemenize ve hem de kendileriyle sosyalleşmenize imkan sağlayacaktır. Ayrıca bu sayede soyunma odası nispeten tenha iken daha rahat giyinme şansını yakalayabilir ve boş dolap bulabilirsiniz. Hombu Dojo’nun erkek soyunma odasında yer alan dolaplar oldukça küçükler. Bu dolaplara şahsi eşyalarınızı bırakabilirsiniz, telefonunuzu sessize almayı sakın unutmayın. Dolaplar 100 yen madeni para atarak kilitleniyor ve kullanımınızın sonrasında paranızı geri alabiliyorsunuz.


Ders sonlarında yapılan Dojo temizliklerini ise kesinlikle kaçırmamanızı öneririm. Aikido’ya başladığım ilk günden beri Dojo temizliğini hep keyifli bulmuşumdur. Ancak Hombu Dojo’da temizliğe katılmak bambaşka bir keyif. Keiko’lar biter bitmez hızlıca Dojo’nun hemen yan tarafında yer alan erkek soyunma odasından geleneksel süpürgeler alınarak Dojo temizliğine başlanıyor. Tatami’nin köşelerinden orta alana doğru süpürme işlemi yapılıyor ve kıdemli öğrencilerden birisi tarafından kullanılan elektrik süpürgesi ile orta alanda biriktirilen tozlar çekiliyor. Süpürme işleminin ardından tatami’yi çevreleyen parke alanların tozu, ıslak bezler yardımıyla dizler üzerinde geleneksel silme işlemiyle alınıyor. Bu işlem genellikle süpürge temizliğine katılmayan (Ya da katılmalarına müsade edilmeyen tam ayrıntısını bilemiyorum. Bunu sorup öğrenebilme şansımız ne yazık ki olmadı.) kadın öğrenciler tarafından gerçekleştiriliyor. Dojo temizliğindeki son aşama; Kamiza’nın ıslak bir bez yardımıyla en kıdemli öğrencilerden birisi tarafından temizlenmesi ve yine kamiza’da bulunan iki saksı içerisindeki yeşil çiçeklerin soyunma odasındaki lavabolarda su yardımı ile temizlenmesi işlemleri. Kamiza’yı genellikle hep aynı kıdemli öğrenciler temizliyorlar ve görev dağılımları harika. Ders sonrası temizliklerinin yanı sıra, sabah 06:30-07:30 saatlerinde yapılan günün ilk keiko’su öncesinde de Dojo benzer rütin ile saat 06:00 olmadan önce temizleniyor. Bu temizliğe katılmak, ders sonu temizliğinden daha keyifli. Bomboş tatami’de o havayı solumak, sabahın ayılmasını orada o havayı soluyarak gerçekleştirmek gerçekten olağanüstü bir his.


Hombu Dojo binasının genelinde hakim olan bir manevi huzur havası var. Ama bu havayı özellikle de Ana Dojo’da hissediyorsunuz. Gece her ne kadar geç yatarsanız yatın, sabahında ne denli yorgun uyanmış olursanız olun kendinizi Hombu Dojo’ya getirmeyi başarıp soyunma odasında hızlıca giyindikten ve perdeli kapıdan geçerek kamiza’ya karşı oturduğunuzda bir anda kendinizi bambaşka bir dünyada hissediyorsunuz. O anlarda sanki tatamiden dizlerinize ve oradan da tüm vücudunuza yayılan bir enerji yüklemesine maruz kalıyorsunuz. Sırtınız istemsizce daha da dikleşiyor, nefesiniz yavaşlıyor, rahatlıyorsunuz ve yüzünüz gevşediğinde dudaklarınızdaki tebessümü kolaylıkla hissedebiliyorsunuz. Bu hissi yaşamak dilerim Aikido Sanatına gönülden bağlı her Aikidoka’ya nasip olur. Ve umarım yeniden ve defalarca yine bu hissi yaşayabilirim. Bu sene olmadı, olamadı. Umarım gelecek sene yeniden o havayı soluyabileceğim.


Yaz aylarında Hombu Dojo’ya gidecekseniz, tatami kenarına su şişenizi almanıza ve Aikidogi’nizin içerisinde ufak bir yüz havlusu bulundurmanıza izin veriliyor. Yaz aylarında su kaybınızın çok yüksek olacağını Japonya’daki nem seviyesine dayanarak rahatlıkla söyleyebilirim. Bu sebeple yanınızda mutlaka bir şişeden fazla su bulundurmanızı tavsiye ederim. Tüm Japonya’nın genelinde sıklıkla karşılacağınız otomatlardan, Aikikai’nin giriş katında da bulunuyor. Suyunuzu bozuk para atarak o otomatlardan temin edebilirsiniz.


Soyunma odası ve tuvaletler ile ilgili kısaca bir bilgilendirme yapmak ta istiyorum. Tuvaletler ikinci ve dördüncü katlarda yer alıyor. Dördüncü kat yatılı öğrencilerin yatakhanelerinin bulunduğu kat olduğundan genel tuvalet ihtiyaçlarınızı ikinci katta yer alan tuvalette gidermeniz daha sağlıklı ve kolay olacaktır. Şunu söylemeliyim ki; ikinci katta yer alan tuvaletler Japonya seyahatim boyunca gördüğüm en modern ve en iyi ilk beş tuvalete girer. Tuvalete soyunma odasına çıkmadan uğramanız daha uygun olacaktır, keza Aikido kıyafetlerinizi giydikten sonra tuvalete inmeniz pek hoş karşılanmayacaktır. Erkek soyunma odasındaki toplu duş ve toplu lavabo alanında bulunan musluklardan sadece buz gibi su akıyor ve Hombu Dojo’da tuvaletlerin dışında sıcak su kesinlikle bulunmuyor. Antrenmanlarda çok terleyeceğiniz için, eğer toplu duşa girmek ve buz gibi akan soğuk su ile ortak alanda duş almak sizin için sıkıntı olmayacaksa yanınıza bir duş havlusu almanızı öneririm. Bu buz gibi suyun dinçleştirici ve rahatlatıcı etkisini tecrübe etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Biz her keiko sonrasında duşumuzu Hombu Dojo’nun soyunma odasında yer alan duşların buz gibi suyuyla almıştık. Duşlarda ve lavabo alanında şampuan ya da sabun bulunmadığını da hatırlatmak isterim. Eğer şampuansız duş alamam derseniz, çantanıza ufak bir şampuan koymanız yararlı olacaktır. Ayrıca Hombu Dojo’nun girişinde, ön büroyu geçer geçmez ayakkabı ya da terliklerinizi çıkartacağınız için duş ve lavabo alanına çıplak ayakla giriyor olacaksınız. Umarım bu sizin için sorun teşgil etmez. İkinci katta bulunan tuvaletin iç kısmında, hemen kapı ve perdenin arkasında tuvalet terlikleri bulunuyor. Hombu Dojo’nun geneli temizlik açısından oldukça iyi durumda. Sadece soyunma odası, soyunma odasında bulunan ortak duş ve lavabo alanları şayet çok titiz iseniz sizi biraz zorlayabilir. Burası ne de olsa bir ortak kullanım alanı ve ders öncelerinde, ders sonlarında oldukça yoğun oluyor. Duş sırası olmasa da nezaketen önce daha ileri yaşlı ve kıdemli olan Aikidoka’ların duş almalarını beklemelisiniz. Biz uzun sayılacak Hombu Dojo ziyaretlerimiz esnasında ve sonrasında hijyenik açıdan herhangi bir sorun yaşamadık.


Hombu Dojo’da katılacağınız antrenmanlarla ilgili olarak naçizane tavsiyem, keiko partnerlerinizi Hombu Dojo’nun yaşça büyük olan Aikido tutkunlarından seçmenizdir. Genellikle 60-70 yaş arası ve hatta 70 yaş üzeri olan bu kıdemli Aikido sevdalıları ortalama, 50-60 yıldır tatami’de olan ve kendilerini her gün düzenli olarak Aikido çalışmaya ve daha iyiye ulaşmaya adamış büyük pınarlardır. Onlar antrenmanlar sırasında size her daim yardımcı olmaya çalışıyorlar, sizi bolca zorlayıp ciddi şekilde yoruyorlar ve çokça da motive ediyorlar. Bu kıdemli öğrenciler kesinlikle yaşlarının çok ötesinde performanslar sergileyerek sizleri şaşırtıyorlar. Onlar kesinlikle sizin; Aikido’ya yeniden ve tekrar tekrar tutkuyla bağlanmanızı sağlıyorlar. Şahsen benim için her keiko öncesi, esnası ve sonrası aynen tarif ettiğim gibi oldu.


Aikikai Hombu Dojo kesinlikle Aikido anlamında beklentilerinizi karşılayarak size deneyim ve Aikido anlamında çok fazla şeyler katacak bir yer.


Merak edenler için;



11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page