top of page
  • Yazarın fotoğrafıHasan Mert Bozdoğan

YAŞAMIN KENDİSİ AIKIDO


“Aikido, hayatın ta kendisidir.”


Bu ya da benzeri cümleleri, Aikido çalışan birisinden ya da bir Aikido Eğitmeninden duymanız mümkündür. Aslında benzer cümlelere, Japon veya Çin kökenli pek çok Savaş Sanatı öğretisinde de denk gelebilir ve bu kökenlerden olan çeşitli Savaş Sanatlarını çalışan kişilerden ya da bu branşların Eğitmenlerinden de benzer cümleleri işitebilirsiniz. Do Sanatları üzerine yazılmış ve bu Sanatların felsefi boyutlarını ele alan kitaplarda da benzeri ifadeler sıkça denk gelebileceğiniz cümleler ile ele alınmaktadır.


Bu tarz cümleler; Savaş Sanatlarının ortaya çıkış nedenlerini ve Savaş Sanatlarının toplumsal yaşam ile hayata bakış açılarını, yine bu söz konusu Savaş Sanatlarının bizleri ulaştırmayı hedefledikleri zihinsel seviyeleri anlamamız açısından son derece önemlidir. Bu kodlar, kadim Savaş Sanatlarının kurucuları ya da büyük Ustaları tarafından kendi şahsi tecrübeleri sonucunda kabul edilerek Sanatlarının merkezlerine konumlandırılmış ve tekniksel öğretiler ile birlikte nesiller boyu aktarılarak günümüze kadar ulaştırılmıştır.



Japon Savaş Sanatları açısından, bir Savaş Sanatının hayatın kendisi olması…


Japonlar, tüm Savaş Sanatlarını tek bir çatı altında toplayarak ismine Budo 武 道 demişlerdir. Budo, Bu ; savaş ya da savaşa özgü ve Do 道 ; yol, yaşam biçimi ya da yaşam tarzı anlamına gelen iki kanjiden oluşmaktadır. Budo kelime anlamı olarak; “Savaş yolu” , “Savaşa özgü yol” veya “Savaşa özgü yaşam biçimi” olarak Türkçe diline çevrilebilmektedir. Ancak Budo kelimesinin karşılığı genellikle; “Martial Arts” yani “Savaşa Özgü Sanatlar” ya da daha bilinir haliyle “Savaş Sanatları” olarak kullanılmakta ve ifade edilmektedir. Her ne kadar kelime karşılığı savaşa özgü olsa da, her Budo öğretisi barışı amaçlar ve barışı öğütler. Kavga, karmaşa ya da savaş evreni ancak daha kötüye götürebilir, Budo ise kötülüğe karşı öğrenilen bir barış yolu öğretisidir. Budo’nun çıkış nedeni de, öğretilme amacı da savaşa karşı barış ilkesidir.


Do 道 kanjisi Japonlar tarafından “yol” anlamından ziyade, “yaşam biçimi” ya da “yaşam tarzı” anlamlarında kullanılmakta ve bu anlamı ile içselleştirilmeye çalışılmaktadır. Başlı başına bu tanımsal ayrım bile, Budo’yu ve Budo’nun öğretisini anlayabilmek için yeterli olmaktadır. Japonlar Savaş Sanatlarını bir yaşam biçimi ve tarzı olarak görmektedirler. Bu bakış açısıyla; bu Sanatları öğrenmekte, çalışmakta, bu sanatlarda ustalaşmaya gayret etmekte ve bu Sanatları hayatlarına entegre etmek için çaba sarfetmektedirler. İsminin içerisinde “Do” kanjisi bulunan tüm Japon Savaş Sanatları (Aikido, Karate-Do, Iaido, Judo, Kyudo, Kendo, Jodo) başlı başına bu felsefeyi köklerinde, kökenlerinde ve bünyelerinde bulundurmakta ve yaşatmaktadırlar.


Yaşam biçiminiz ya da yaşam tarzınız haline dönüştürebildiğiniz bir Savaş Sanatı her an içinizde-zihninizde-bedenininze ve sizinle yaşamaya başlar. Bu da, o Savaş Sanatını sizinle ve gündelik hayatınız ile özdeş yapar. Bu özdeşmişliği yakalayıp başarabildiğiniz anda ise, çalışmakta olduğunuz Savaş Sanatı Sanatı; size ve hayatın kendisine dönüşmüş olacaktır.



Savaş Sanatını hayatın kendisi yapabilmek kişiyi öfkeli yapar mı?


Savaş Sanatları öğretilerinin temelinde öfke ya da kavga yer almaz. Japon Budo’sunda herhangi bir dış düşman yoktur. Tek düşman; içsel olan düşmandır. İçsel olan düşman; kişinin kendisi ve/veya yenmesi ya da dizginleyerek kontrol altına alması gereken egosudur. Kişi dışa bakmak yerine içe bakmayı öğrendiğinde ve bunu uygulamaya başladığında dışsal faktörler kişiyi öfkelendirmemeye başlar. Öfkeyi kontrol edebilmek, yöneterek yerine olumlu duygular koyabilmek Budo’nun öğretisinde yer almaktadır. Budo yolu barışın yoludur ve öfkeden uzaktır.


Dışa bakmayı bırakarak kendi içine ve özüne odaklanabilen kişi, kendi içindeki öfkeyi de zamanla dizginlemeyi başarır hale gelecektir. Tekniksel gelişimin yanı sıra zihinsel ve içsel olarak ta sizi güçlendirmeye çalışan Aikido Sanatının da en temel öğretilerinden birisi sizi içinde bulunduğunuz öfke halinden arındırmak ve egonuzu kontrol edebilmeyi size kazandırmaktır. Bir müsabaka sporu olmayan Aikido Sanatında tek rakip kişinin kendisidir. Aikido’da kişi bedensel-zihinsel-içsel olarak daha gelişmiş bir hale gelmek için mücadele eder. Kişi kendisini sürekli geliştirmeyi hedeflemelidir. Şüphesiz ki; rakibin, rekabetin ve düşmanın olmadığı bir ortamda öfkeye ve savaşa da yer yoktur.



Savaş Sanatını hayatın kendisi yapmak nasıl mümkün olabilir?


Öncelikle bunun için standart bir yol yoktur. Bu Eğitmeniniz tarafından size açıklanabilir ya da anlatılabilir olsa da, uygulanabilirliği ancak sizin şahsi çalışmalarınız sonucunda tecrübe edebileceğiniz bir şeydir. Bazıları için belli bir sürenin sonunda mümkün olabilecek bu durum, bazıları için bir ömür sürecek bir yolculuğun sonucunda bile erişilemeyecek bir seviyedir. Özel bir çaba sarfetmeksizin, yapmakta ya da çalışmakta olduğunuz Sanatı sabırla, sadakatle, içtenlik, sevgi, bağlılık ve açıklıkla sürdürmek size ve hayatınıza pek çok olumlu katkılar sağlayacak ve değerler katacaktır.


Çalışmakta olduğumuz Savaş Sanatı öğretisini temelde hayatımıza üç şekilde entegre edebiliriz. Bir, bu Sanata bir spor gözüyle bakabilir ve bunu sadece fiziksel bir aktivite olarak haftanın belirli gün ve saatlerinde yapabiliriz. İki, bu Sanata bir kişisel Savunma aracı olarak bakabilir ve zor durumlarda kendimizi savunabilmek amacıyla yine fiziki bazda bir çalışma yolu izleyebiliriz. Üç, çalışmakta olduğumuz Savaş Sanatına bir yaşam tarzı ve biçimi olarak bakabiliriz. Çalıştıkları Savaş Sanatına bu şekilde bakanlar ve Sanatlarını hayatlarına bu şekilde entegre etmeye çalışanlar için onu hayatın kendisi yapabilmek daha mümkün olabilmektedir. İlk iki bakış açısındaki kişiler ya da öğrenciler için çalıştıkları Savaş Sanatının, hayatın kendisi olması çok mümkün olmayacaktır.


Düzenli ve sabırlı çalışmalarımızın sonucunda çalışmakta olduğumuz Sanat hayatımıza entegre olabilecektir. Ancak bunun için öncelikle o Sanatı iyice anlamamız, özümsememiz ve içselleştirmeye çalışmamız gerekmektedir. Yoğun ve uzun soluklu fiziksel antrenmanların yanı sıra çalıştığımız Sanata dair yazılmış kitapları, makaleleri, kurucusunun ve kıdemli öğretmenlerinin öğütlerini okuyarak o Sanatın felsefesini anlamaya çalışmamız da son derece önemlidir. Bedensel olarak gösterdiğimiz gayretin yanı sıra kendimizi zihinsel olarak güçlendirmek ve içsel olarak geliştirmek için de çalışmalar yapmamız gerekmektedir. Ayrıca Budo öğretilerinin temelinde bulunan; iyi ahlak sahibi olmak, yardımseverlik, iyilik, merhamet, alçakgönüllülük, bağlılık, sadakat, sabır, saygı, onur, görev bilinci, sorumluluk, öz kontrol, öz disiplin gibi erdemleri gündelik hayatlarımıza yansıtmaya çalışmak, yapmakta olduğumuz Savaş Sanatını daha da içselleştirmemize fayda sağlayacaktır. Fiziksel ve tekniksel çalışmalarımızın yanı sıra yapacağımız içsel ve zihinsel çalışmalar sayesinde zamanla elde edeceğimiz olumlu gelişimler ile Sanatımız bizselleşip içselleşmeye ve yaşamımıza yansıma başlayacaktır. Sonunda kişi ve Sanat ayrılmaz bir bütün haline dönüşebilecektir.


Gündelik hayatlarımızı açık bir görüşle sürdürebilir olmak, başımıza gelen kötü olaylar ya da karşımıza çıkan zorluklarla uyumlu hale gelerek onların üstesinden gelebilmek, kendimizle-çevremizle ve hayatla barışık olmak, değişen koşullara adapte olmaya gayret etmek, içsel dengemizi ve huzurumuzu her koşulda korumaya çalışmak, yenilik ve değişimlere her an açık olmak, kişisel ve çevresel algımızı her zaman açık tutmak, olası olumsuz durumlara karşı hazırlıklı olmak çalıştığımız Savaş Sanatının bize katacağı olumlu gelişimlerdendir. Şüphesiz ki; kişi bu olumlu değişim ve gelişimleri elde etmeye başladıkça, yapmakta ve çalışmakta olduğu Sanata daha çok bağlanacaktır. Bu gönüllü bağlanma sonucunda kendisini daha da geliştirmek isteyen kişi için Sanat yavaş yavaş gündelik yaşantıya yansımaya başlayacak ve zamanla hayatın kendisine dönüşecektir.


Çalışmakta olduğunuz Savaş Sanatı hayatınıza yansımaya başladıkça siz de dışarıya ve çevrenize karşı daha açık, daha barışçıl, daha anlayışlı bir hale dönüşmeye başlayacaksınızdır. Stresten uzak, barışçıl bir hayat sürmek şüphesiz ki yaşam kalitemizi arttırmanın ve huzurlu bir yaşam sürmemizin anahtarlarındandır.


Dingin bir zihin, hazır bir beden, odaklanmış bir ruh öğrenmeye açılan ilk kapıdır.

22 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page