Bu haftaki makalemin konusu; “Motivasyon ve Motive Olabilmek.”
Motivasyon; üzerinde pek çok makaleye ve kitaba denk gelebileceğimiz, filmler izleyebileceğimiz, etkinliklere ya da seminerlere katılıp kendimizi geliştirebileceğiniz bir derin ve geniş alan. Motivasyon; insan doğasında zaman zaman gömülü kalıp bazen ise çokça bulunabilen ateşleyici bir kavram. Motivasyon olmadan hayat devam etmesine eder elbette ama kişi ne kadar motive olursa yapabileceklerini gerçekleştirmekte ve hedeflerine ulaşmada da aslında o kadar başarılı olabilecektir.
Motivasyonun kelime anlamı; güdülenme dir. Biraz daha kitabi bir tanım yapılacak olursa motivasyon; organizmanın dürtü ya da ihtiyaçların etkisiyle harekete hazır hale gelerek amaca yönelik davranışta bulunması ve amaca ulaştıktan sonra rahatlaması olarak tanımlanabilir. Organizma amacına ulaşıp doyuma kavuşunca güdü geçici de olsa giderilir ve organizma dengesini yeniden bulur. Yeniden özüne döner. Dürtü bir istek ya da ihtiyaçla başlar, güdünün uyandırdığı davranışla devam eder ve amaca ulaşıp doyuma kavuşmakla son bulur.
Motivasyon kelimesi Latince movere, yani hareket ettirme, hareketlendirme kelimesinden gelmektedir. Motivasyon; istekleri, arzuları, ihtiyaçları, dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır.
"Kişilerin yapabileceklerinin limitini; eğitim ve yetenek seviyeleri, yapabildiklerinin limitini ise; moral ve motivasyon seviyeleri belirler."
Elimizden gelenin en iyisini yapabilmemiz, motive olmamıza bağlıdır. Motivasyon, başarı için şarttır ama tek başına tabii ki yeterli değildir. Bunun yanı sıra kişinin yaptığı şeyde başarılı olabilmesinin; biraz yeteneğe, biraz yapılan şeye olan yatkınlığa, biraz öğrenme ile gelişim isteğine ve bolca da öz-disipline sahip olmaya dayandığını düşünüyorum.
Psikolojik bir olgu olan motivasyonun değişik açılardan ele alınmış olması onun birçok farklı tanımının yapılmasına neden olmuştur. Hepimizin motivasyonu kendimizce tanımlayabiliriz elbette ama ben bu makalemin hazırlık aşamasında denk geldiğim ve hoşuma giden birkaç tanımı burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
Motivasyon; zihinsel olarak nereye gideceğinizi, ne yapacağınızı ve nasıl bir yaşam elde edeceğinizi oluşturmak ve kavramaktır. Yani bilinçli bir şekilde karar vermek ve bu kararları uygulamaktır. Bu mantıkla yola çıkan kişi için motivasyon; kişinin zihinsel olarak verdiği kararı harekete geçirmek için mücadele etme olayıdır.
Motivasyon; kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirebilmek için kendi arzu ve istekleriyle davranmalarıdır.
Motivasyon; güdülerin etkisiyle eyleme geçme ve o eylemi gerçekleştirme sürecidir.
Motivasyon; davranışın nasıl başladığı, sürdürüldüğü, yönlendirildiği, durdurulduğu ve tüm bunlar sürerken organizmada mevcut olan öznel reaksiyonlardır.
"Düşüncelerimizi yaşama geçirme isteğimiz, en az düşüncelerimiz kadar önemlidir."
"Başarılı insanların çoğunlukla; net hedefleri, o hedeflere ulaşmalarını sağlayacak net eylem planları ve tüm bu süreç için yeterli öz-disiplinleri ile motivasyonları vardır." Hedeflerimize başarıyla ulaşabilmemiz için şüphesiz ki; kendimize koyduğumuz hedeflerin net, gerçekçi ve ulaşılabilir olması gerekmektedir. Kendimize ulaşılamaz hedefler koyduğumuzda ne yazık ki; hedefe giden yolda net ve belirli bir eylem planı oluşturmamız pek mümkün olamayacaktır, ki bu da; her ne kadar motive bile olsak bizi hedefimize ulaştıramayacaktır.
"İçten motive olan kişiler düşüncelerini er ya da geç ama daima eyleme dönüştürürler. Onlar; hedeflerini belirler ve o hedeflere ulaşmak için harekete geçerler."
Motivasyon başlangıcı motive olmakla başlar. Peki kişisel motivasyonumuzu nasıl arttırabiliriz? Ya da var olan motivasyonumuzu nasıl koruyabiliriz?
Bu soruları yanıtlamadan önce motivasyonun neye bağlı olduğunu, neyle beslendiğini temel olarak sınıflandırmak daha uygun olacaktır. Bence Motivasyon;
Doğrudan etkenler
Dolaylı etkenler
diye sınıflandırabileceğimiz, iki temek etken grupla bağlantılıdır ve bunlardan beslenmektedir. Birincisi olan Doğrudan Etkenler; doğrudan kişinin kendisiyle ilgili olan etkenlerdir. Kişinin fiziki durum ve özellikleri, ruh hali ve ruh hali dalgalanmaları, zihin yapısı ve zihni üzerindeki kontrolü, içsel dinginliği ve yaşam dengesi, günlük yaşam alışkanlıkları, aile-iş-okul-sosyal çevre ilişkilerindeki duruşu, kendisine yeterli ve kaliteli zaman ayırıp ayırmadığı, beslenme ve uyku alışkanlıkları, hobi ve ilgi alanları, hedefleri ve hedeflerini gerçekleştirdiğindeki aksiyonları, özsaygı öz-disiplin özgüven seviyesi gibi parametreleri doğrudan etkenler altında sıralayabiliriz.
Dolaylı etkenler ise; kişinin kendi fiziksel-akli-içsel durumundan bağımsız olan çevresel ve sosyokültürel etkenlerdir. Kişinin işi ve gelir durumu, aile yaşantısındaki mutluluk düzeyi, işini sevip sevmediği, iş çevresindeki ilişkileri, toplumsal ilişkileri, işverenlerinin kendisine olan tutum ve yaklaşımları, hayatında yeterli takdiri görüp görmediği, sosyal çevresinin kişiye bakışı ve desteği, oturtuğu lokasyonu, kullandığı aracı ya da toplu ulaşım vasıtasını, kısacası kişinin kendisi dışında yaşamını olulu ya da olumsuz yönde etkileyebilecek olan tüm dışsal ve çevresel parametreleri de dolaylı etkenler altında sıralayabiliriz.
Şimdi yukarıdaki sorularımıza dönecek olursak; Peki kişisel motivasyonumuzu nasıl arttırabiliriz? Ya da var olan motivasyonumuzu nasıl koruyabiliriz?
Daha önceden kendimize koyduğunuz ve başarıyla tamamladığımız hedefleri hatırlamak, motivasyonumuzu arttırmamıza yardımcı olabilecek şeylerin başında geliyor diye düşünüyorum. Ulaşılabilir ve gerçekçi hedefler koyarak yola çıkmak ta yine motivasyonumuzu doğru besleyebilmemiz adına oldukça önemli. En büyük motivasyon kaynağımızın kendimiz olduğumuzu da unutmamak gerekir. İnsan kendisine inanarak, güvenerek, ben bunun üstesinden gelirim diyerek kendisini diri ve motive tutabilir. Hepimiz şüphesiz ki hayatta ve hedeflerimizde daima başarılı olmak isteriz. Ancak hepimizin bildiği gibi her hayatlarımızın her adımında başarı elde etmemiz mümkün değildir. Her hayat; hem büyük başarılar ve hem de büyük başarısızlıklarda yaşanır. Önemli olan başarısız olduğumuz durumlarda moralimizi bozmamamız, deneyimlerimizden dersler çıkartarak bir sonraki hedefimiz için kendimizi yeniden motive edebilmemizdir. “Vazgeçenler asla başaramaz ve kazanamazlar. Başaranlar ve kazananlar ise; asla vazgeçmeyenlerdir.”
Çevremizdeki insanların, ailemizdeki rol modellerimizin, arkadaşlarımızın ya da başarılı ve tanınmış kişilerin başarılarından ilham alarak kendimizi motive edebiliriz.
Başarıyla ve başarılması zor işlerin başarılmasıyla alakalı yaşam öykülerini, yaşanmış tecrübeleri okumak araştırmak, bunlar hakkında filmler izlemek ve makaleler okumak ile motivasyonumuzu arttırabiliriz.
Her güne başlarken o günün yeni bir gün olduğunu kendimize mutlaka anımsatmalıyız. Dünün başarısızlıkları artık dünde kaldı. Bugün ise alınan derslerle sıfırdan yaşanacak yepyeni bir gün. Bunu asla unutmayın ve her gününüze motive ve dinç başlayın. "Anı yakalayın ve yaşayın -carpe diem-. Geçmişe takılı kalmayın, geleceği ise kovalamayın. Gelecek istesek te istemesek te gelecek. Hayallerimize emin adımlarla yürürsek takılığ düşmemiz de zor olacaktır."
Karşılaştığımız olası zorluklar ve sıkıntı durumlar karşısında, bu durumların geçeceğine ilişkin kendimizi telkin etmek. Bunların üstesinden gelecek güce sahip olduğumuza dair kendimizi inandırmak etmek. "şartlar ve koşullar ne kadar çetin olursa olsun, kendinize inanmayı ve güvenmeyi asla ama asla elden bırakmayın. Herşey kendinize gerçekten inanıp o ilk adımı atabilmekle başlar"
Olumsuz kelimeleri kullanmayı bırakmak ve modumuzu düşürebilecek kelimelerden uzak durmak ta motivasyonumuz açısından son derece besleyici ve geliştiricidir.
Hayatlarımızda yaşanabilecek olası olumsuzluklar ve zorluklar karşısında fiziksel-zihinsel-içsel olarak dayanabilecek gücü kendimizde bulabilmek adına; düzenli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, düzenli uyku düzenine sahip olmak.
Mümkünse ormanda ya da deniz kenarında bol bol yürüyüş yapmak.
Kendimizi motive eden şarkılardan bir dinleme listesini daima elimizin altında hazır bulundurmak. Motivasyon için itici bir güce ihtiyaç duyduğumuzda bu listeye başvurmak.
Başarıyla ulaşılan hedeflerin ya da üstesinden gelinen zorlukların ardından kendimizi ödüllendirmek.
Çalışma bilgisayarımızın ekranına baktığımızda bize huzur veren ya da motive eden bir resim koymak. Sevdiğimiz eşyaları ve bizi motive eden araç gereçleri günlük hayatımıza dahil etmek.
Ani ve beklenmedik değişikliklere hazırlıklı olmak. Olası değişiklikler karşısında yeni duruma adapte olabilmek.
Sahip olduklarımızın değerini bilmek. Bunlar için teşekkür ve şükrü elden bırakmamak.
Kendimizi ve başkalarını sevmek. Yaşama sevincimizi canlı tutmak.
Olumlu ilişkiler kurabilmek, saygı göstermek ve saygı görmek, değer vermek ve değer verildiğimizi bilmek, gönül almak veya gönlümüzün alınması, düşüncelerimizin dinlenmesi ve önemsenmesi, onaylanmak, takdir etmek ve edilmek, güvenebilmek ve güvenildiğimizi bilmek kişisel motivasyonumuz açısından son derece önemli ve arttırıcıdır.
Başkalarına, özellikle de ihtiyacı olanlara yardımcı olabilmekten dolayı içimizde hissedeceğimiz manevi huzur da motivasyonumuzu artıracak önemli unsurlardan biri olacaktır.
Kendine güvenmek ve inanmak, özgüveni kaybetmemek, her durum ve koşulda daima cesaretli olmak.
Kendimizi iyi tanımak ve kendimize karşı dürüst olmak; güçlü yönlerini daha da çok besleyip, zayıf yönlerini geliştirip olumlu yönde güçlendirmek.
Strese girmemek ve işleri son ana bırakmamak için zaman kontrolünü doğru yapma yöntemlerini bilmek ve uygulamak.
Kendimize yeterli ve kaliteli zaman ayırabilmek. İlgi alanlarımızı keşfetmek. Hobi sayibi olmak.
İş-aile-çevre-şahıs dengesini kurabilmek.
Tüm bu sıraladıklarımız kişinin motivasyonunu korumasına, olumlu yönde beslemesine ve arttırmasına yardımcı olabilecek faktörlerdir.
Motivasyonunuzu yitirmemeniz ve yitirmeniz durumunda ise süratle geri kazanabilmeniz dileğiyle…
#sendeaikidoyap #aikidobozdogan #aikidobozdoganblog #aikido #aikikai #aikidoaikikai #aikikaiaikido #hombudojo #aikikaihombudojo #japaneselifestyle #keiko #dojo #sensei #aikidoka #senpai #kişiselgelişim #çocuklariçin
Comments