top of page
Yazarın fotoğrafıHasan Mert Bozdoğan

HAREKETLER SÖZLERDEN FAZLASIDIR

Aikido Bozdoğan Blog'ta bu haftaki makalemin konusu "Hareketler Sözlerden Fazlasıdır".


Bir birey olarak, bir eğitimci ya da öğretmen olarak, bir ebeveyn olarak, bir çalışan ya da işveren olarak hayatta hepimizin pek çok görev ve sorumluluklarımız var şüphesiz. Bu makalemde bu görev ve sorumluluklardan bahsetmeyeceğim elbette. Ben işin aslında biraz daharol model olabilmek kısmını ele almak istiyorum bu yazımda.


Hareketleriniz, sözlerinizden fazlasını anlatır...


Ne kadar da doğru bir söz değil mi? Evde bir baba olarak iki oğluma, Dojo’larımda ya da özel derslerimde bir Sensei olarak bana emanet edilmiş değerli çocuklara rol model olmaya, onlardan beklediğimi onlara karşı uygulamaya, onları dinleyip anlamaya ve onları zorlamak yerine içten gelerek istediklerimi yapmalarını sağlamaya gayret ediyorum. Bu gayretim sırasında; sabır ve empati erdemleri bana çok yardımcı oluyorlar doğrusu. Olası kriz anlarında ya da gerçek kriz anlarında sakin ve soğukkanlı kalabilmek, sabırla istediğiniz şeyi anlatabilmek son derece önemli oluyor.


Peki çocuklarımızın kazanmalarını istediğimiz yetenekleri kazanmalarını, alışkanlık haline dönüştürmelerini arzu ettiğimiz davranışları alışkanlık edinmelerini, yapmalarını arzu ettiğimiz branş ya da spor dallarını yapmalarını, müzik enstürmanlarını çalmalarını nasıl sağlayabiliriz? Bence bu soruların cevabı; sözlerden çok davranışlarımızladır. Dişlerine yeterli ilgi ve bakımı göstermeyen bir ebeveynin, çocuğundan düzenli olarak dişlerini fırçalamasını beklemesi ne kadar gerçekçi olmayacaksa, spor alışkanlığı olmayan bir bireyin de çocuğunu yazdırdığı spor branşında çok uzun soluklu olmasını beklemesi de gerçekçi değildir. Ancak spor dalları, sanat branşları ve müzik enstürmanları alanlarında kişinin doğuştan gelen yeteneği, o işe olan bağı/adanmışlığı ve yatkınlığı, rol modelliğimizin üzerine zaman zaman geçebilmektedir.


Bu aslında oldukça ince bir çizgi. Bence çocuklarımıza kendi isteklerimizi dayatmak ve zorla yapmalarını sağlamaya çalışmak ya da sağlamak yerine; öncelikle kendimiz hareketlerimizle onlara doğru rol modeller ve teşvik araçları olmalıyız. Ardından çocuğumuzun kazanmasını arzu ettiğimiz hobi alanları, yapmasını istediğimiz spor dalları, çalmasını istediğimiz enstürmanlar veya yönelmesini istediğimiz sanat dalları konusunda onlara denetme ve denemesini sağlayıp karar verme imkanını sunabiliriz. Dayatmak yerine deneyip düşünüp karar vermelerini sağlayabiliriz. Bence bu doğru bir yaklaşım olacaktır. Hem bir birey olarak onları sevip saydığımızı onlara hissettirecektir ve hem de onların görüşlerine değer verdiğimizi hissetmelerini sağlayacaktır.


Asistanlık ve eğitmenlik ile geride bıraktığım on sekiz yılda edindiğim tecribeler, biriktirdiğim anılar ve yaptığım gözlemler bana bu tarz naif bir yaklaşımın olumlu meyvelerinin daha fazla olduğunu hep göstermiştir. Ayrıca anne ya da babası müzisyen, sanatçı ya da sporcu olan çocukların, müziğe olan yatkınlıklarına ve yeteneklerine rağmen, anne babanın zorlayıcı, ısrarcı ve baskıcı tutumları sebebeiyle müzikten, sanat ya da spordan tamamen uzaklaştıklarına çok tanıklık ettim.


Peki bir Aikido eğitmeni olarak, kendi çocuklarıma Aikido öğretiyor muyum? Ya da nasıl bir strateji izliyorum?

Öncelikle asla zorlamadan, baskı yapmadan, benimsemelerini sağlamaya çalışmadan. Ama, onlara Aikido’yu zaman zaman anlatarak, izleterek, online derslerimde seyirci olmalarına ve katılmalarına izin vererek, Dojo’larıma görürerek, sopa ve kılıç temizleme seanslarımda onların yardımlarını isteyerek, ev güreşlerimize Aikido tekniklerini dahil edip güreş esnasında beni bu teknikler ile yere düşürebileceklerini ve etkisizleştirebileceklerini onlara demeyimleterek, Aikido’ya olan saygımı ve bağlılığımı onlara göstermeye çalışarak...


Burç daha yeni yeni emekliyordu tatami’ye ilk çıkmaya başladığında. Ben ders verirken eşim onu mindere bırakırdı ve o da Dojo’da rahat rahat oradan oraya gezinirdi. Sonrasında yürümeye konuşmaya başladığı dönemlerde de onu hep götürdüm Dojo’larımdaki değişik yaş gruplarının çocuk derslerine. Ama ona kıyafet almadım, mindere çıkmasını söylemedim, teknik çalışması için ya da oyunlara dahil olması için onu asla zorlamadım. Ve zaman içerisinde gele gide aşina oldukça, Burç önce ders başı ısınmaları ve parkur egzersizlerine katılmaya başladı, ardından ders sonu oyunları geldi, onları ilgisini çeken teknikleri bana ve asistanlarıma yapmaya çalışışları izledi ve günlerden bir gün Burç;


“Baba neden benim Aikido kıyafetim yok?” diye sordu bana.

“Çünkü bugüne dek sanırım ihtiyaç duymadığından hiç istememiştin. Ya da sormamıştın.” dedim.

“Derslere devam edeceksem, bence artık ihtiyacım var babam.” dedi.


Ve ben de o gün ders sonunda kendisine bir takım kıyafet ve bir de arma verdim. Yıkanıp, ütülenip armasının diktirilmesinin ardından kıyafeti bir sonraki derse hazırdı. Tabii Burç ta. Pandemi başlangıcına kadar haftada en az iki çocuk dersine ve bir yetişkin dersine benimle geldi. Elinden geldiğince, yaşına bağlı fiziksel özellikleri el verdiğince de dersleri aktif şekilde tamamlamaya gayret etti. Pandemi sürecinde de; evde online derslerimden pek çoğuna katılma talebinde bulundu, zaman zaman öğrencilerim için egzersiz videoları çekti, benimle bol bol sopa çalıştı, bana çoğu derste ders asistanlığı yaptı. Sanırım Burç’un Aikido anlamındaki bu başarısında benim en büyük payım; onu asla zorlamamış olmam ve doğru rol modellik edebilmiş olmamdır.


Çocuklarımızın hayatlarına az da olsa bir katkıda bulunabilmek ve onların edinmeleri gereken alışkanlıkları kazanabilmelerine yardımcı olabilmek adına yapabileceğimiz en iyi şeyin; onlara bunu göstermek, yani sözlerimizle değil de hareketlerimizle bunu anlatmak olduğunu düşünüyorum. Bunu uygulamaya gayret ederken, bir yandan da; onların ilgi duyduğu/duyabileceği alanlarda kendimizi sürekli geliştirmeye çalışmak, onları dinleyip fikirlerinin değerli olduğunu onlara hissetmelerini sağlamaya çalışmak, onlara saygı göstermek ve onlardan beklediğimiz davranış tarzlarını onlara karşı uygulamaya da özen göstermemizin bize son derece büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum.


Hareketlerimizle çocuklarımıza, öğrencilerimize ve kendimizden küçüklere ışık tutabileceğimiz inancındayım. Hem bu sayede, biz de sürekli olarak gelişmiş oluruz. Yeni yeni hobiler ve alışkanlıklar bile edinebiliriz. Ne dersiniz?


51 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page