top of page
Yazarın fotoğrafıHasan Mert Bozdoğan

ENSŌ, ZEN ÇEMBERİ

Aikido Bozdoğan Blog’ta bu haftaki makalemin konusu “Ensō”. Yani, “Zen Çemberi”.

Zen Budizmi’nde Ensō yani; dairesel form ya da Zen Çemberi; el çizimi sırasında büyük oranda bir veya bazı durumlarda, -uygulayıcıya bağlı olarak- iki serbest davranışlı fırça darbesiyle meydana gelen, zihnin vücudun özgürce üretmesine ve yaratmasına izin verdiği bir anı ifade etmek için kullanılır. Ensō; mutlak aydınlanmayı, gücü, zerafeti, evreni ve mu’yu (mu; Zen Budizmi’nde yokluk, boşluk ya da hiçliği tanımlamak için kullanılmakta olan bir ifadedir.) Ensō, Japon estetiğinden doğan minimalizm ile de karakterize edilir.

Ensō’nun anlamını keşfetmek için geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarak, altıncı yüzyılda kaleme alınmış olan Shinhinmei adlı bir metne bakmamız gerekmektedir. Shinhinmei eserinde, Zen'in yoluna "hiçbir şeyden yoksun ve hiçbir şeyi aşan bir şey içermeyen geniş bir alan çemberi" olarak atıfta bulunulmuştur. İlk bakışta eski Ensō sembolü, yanlış şekilli bir daireden başka bir şey değil gibi görünür. Ancak sembolizmi; her şeyin başlangıcına ve sonuna, yaşam döngüsüne ve varoluşun bağlantılılığına atıfta bulunur. Boşluğu veya doluluğu, varlığı veya yokluğu sembolize edebilir. Her şey kendi sınırları içinde kapsanabilir ya da tam tersine; sınırları tarafından dışlanabilir.


Ensō Zen Çemberi

Japon mürekkep boyama stili olan sumi-e’nin de vazgeçilmez yaratıcı ve disipline edici çizimlerinden/çalışmalarından birisi de Ensō Çemberi çizimidir. Ensō çizmenin araçları ve mekaniği, Japon kaligrafisine aşina olanlar için aynıdır. Kişi; Ensō’yu çizebilmek için mürekkep fırçasını mürekkebe batırır ve ardından da washi adı verilen, ince kaligrafi kağıdına yumuşak bir şekilde bu dairesel şekli çizer.

Ensō dairesi açık ta olabilir, kapalı da olabilir. İlk durumda, yani dairenin açık olması durumunda; daire tamamlanmamıştır, eksiktir. Ancak bu durumda; daire harekete ve gelişime olanak tanıyıp izin verirken aynı zamanda da her şeyin mükemmelliğine olanak tanır. Zen çalışıcıları ve uygulayıcıları bu fikri, kusurun güzelliği anlamına gelen; wabi-sabi ile özdeşleştirirler. Daire kapalı olduğunda ise; çizim mükemmelliği sembolize eder.

Ensō’nun açık çember halinden söz ederken bahsettiğimiz, kusurun güzelliği anlamına gelen wabi-sabi kavramından da hazır yeri gelmişken biraz daha bahsetmek istiyorum.

Wabi-sabi, kelime karşılığı olarak; “kusursuz olmayanın güzelliği”, “geçiciliğin güzelliği” ya da “kusurun güzelliği” anlamlarına gelen bir Japon görüşüdür. Japon kültürünün dünyaya armağan ettiği görüşlerden birisi olan wabi-sabi aynı zamanda bir estetik anlayışı ve yaşam tarzıdır. Wabi’nin orijinal anlamı doğada yaşamanın beraberinde getirdiği uzak yalnızlık duygusuna ve kusurun paradoksal güzelliğine atıfta bulunur. Sabi ise bağlamına göre; solmuş, ince ya da soğutulmuş anlamlarına gelebilir ama genellikle ahşabın renk değiştirmesi, pasın çekiciliği ya da güllerin güneşte narin bir şekilde solup kuruması gibi, yaş almanın güzelliğine atıfta bulunur.

Pek çok açıdan wabi-sabi’nin özü, olmadıklarından yola çıkarak daha iyi aktarılabilir.

Wabi-sabi;

Uyumluluk ya da düzen değil, asimetridir,

Küstah, kurumlu ya da mağrur değil, mütevazı ve alçak gönüllüdür,

Durağanlık değil, büyümedir,

Sentetik ya da koruyucu değil, doğal çürümedir,

Hızlı değil, yavaştır,

Açgözlü değil, kanaatkardır,

Münasebetsiz değil, seçkindir,

Gösterişçi değil, minimalisttir,

Katı değil, akışkandır,

Büyük jestler değil, küçük anlardır.


Pek çok Japon Zen bilgesine ya da düşünürüne göre wabi-sabi; yağmur yağarken içeride olmak, yüzdeki kahkaha çizgileri ya da basit bir öğlen yemeğinden sonra hissedilen o hoş dolgunluk hissi demektir. Ensō, Japon wabi-sabi perspektifinin ve estetiğinin çeşitli boyutlarını örneklemektedir. Bunlar; fukinsei (asimetri, ve düzensizlik), kanso (basitlik), koko (temel veya yıpranmış), shizen (doğal), yugen (ince ve derin zarafet), datsuzoku (özgürlük) ve seijaku (huzur).

Ensō çizimi esnasında kişi genellikle bunu tek bir el hareketiyle ve sakince gerçekleştirir. Ensō’nun çizimi Japon kaligrafi stillerinden sosho (bitişik el yazısı) da kullanılan yöntemlere göre yapıldığında ise, daha hızlı ve kısmen sert bir çizim ortaya konulur. Ensō çizimi hangi stilde yapılırsa yapılsın, çemberin çizimi tamamlandığında bir daha geriye dönmek, düzeltmek ya da ilave yapmak söz konusu değildir. Zen Budizmi açısından, Ensō çizerinin karakterini ve yaradılış bağlamını taşır ve Zen pratikerleri için törensel bir egzersiz gibidir ve bu düzenli olarak, her gün en az bir kez olmak suretiyle uygulanır.


Burada "Hitsuzendo" kavramına kısaca değinmeyi yerinde buluyorum;

Hitsuzendo 筆禅道 ; kaligrafi fırçası üzerinden Zen’in yolu anlamına gelmektedir. Hitsuzendo, aynı zamanda Japon fırça sanatları üzerinden yapılan içsel aydınlanma çalışması olarak ta tanımlanmaktadır. Japon kültüründe, içsel ve ruhsal gelişim için; Ensō çizmek ya da kişisel farkındalık için Japon kaligrafisi yazma çalışması yapmak için kullanılan genel bir tanımlama olan hitsuzendo’da düzen ve istikrar tıpkı diğer Japon Sanatları gibi son derece önemlidir.

Ensō Çemberi Hakkında;

Ensō Zen çemberine bakacak olursak, genelde çemberin bir başının ve bir de sonun olduğunu -nadiren birleşik bir tam çember şeklinde çizilmiş olan Ensō örnekleri de görmemiz mümkündür. Bu tamamen çizerin ya da sanatçının veya öğrencinin içsel Ensō anlayış ve kavrayışını kendi karakteri ile dışavurmasıdır.- ve yine genelde başlangıç anında kalın başlayarak bitime doğru yoğunluğun azaldığını fark edebilirsiniz. -Gerçi Japon kalifrafi ya da sumi-e çizimlerinde başta kalın başlanıp sona doğru çizgi yoğunluğunun azalmasının sebepleri, başta yoğun olan mürekkebin sona doğru azalması ve Japon kaligrafisine has olan çizgi çizme özellikleri ve teknikleridir.-

Ensō Zen Çemberi bazı kişilerce; başlangıcı olan her şeyin bir sonu olduğuna, bazılarınca da; başladığın noktaya geri dönersin şeklinde yorumlanmaktadır.


Fakat bana göre Ensō’nun anlamı, bu limitleyici ve dairesel çıkarımların çok daha ötesindedir.

Bana göre Ensō, içerisinde; gücü, dengeyi, kontrolü, uyumu, zıtlığı, devamlılığı, doluluktaki boşluğu ve boşluktaki doluluğu, döngüyü, eksikliği ve tamlığı, durağanlık ile akışkanlığı, sabrı, özgüveni, sağlamlığı ve kararlılığı barındırmaktadır. Bir Ensō çemberi çizmeye çalışırsanız ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Basit bir yuvarlak gibi gözükse de Ensō bundan çok daha fazlasıdır. Her çizdiğinizde birbirinden farklı çemberlerin ortaya çıkması da son derece olasıdır. Hatta herkesin çizdiği Ensō çemberleri de birbirinden farklıdır. Çünkü Ensō her çizerin kendi karakterini ve ruh halini dışarı vurur ve yansıtır.

Bu açıdan Zen öğretisini takip edenler için her gün en az bir adet Ensō çemberi çizmek, kişisel gelişim ve yolculukları açısından son derece önemlidir. Bu sayede kişi gün ve gün; daha sabırlı, daha sakin, daha yavaş, daha akışkan, daha dengeli, daha özgüvenli, daha kontrollü, daha açık, daha gevşek ve daha içten hale gelebilmektedir.

Ensō ayrıca; tıpkı yin and yang gibi karşıtlık ve zıtlık tanımlarını da içerisinde barındırır. Aslında tam olarak karşıtlık ve zıtlığın bütünleştiklerindeki uyumlarını. Siz ne kadar sakin ve tecrübeli bir Ensō çizeri olursanız olun, siyah mürekkeple çizeceğiniz bir Ensō’yu, siyah bir zeminde görünür kılamazsınız. Ya da benzer şekilde beyaz mürekkebi beyaz zeminde ortaya koyamazsınız. Bu zıtlığın uyumunun bir göstergesidir ve Zen kavramındaki zıtlıkların kucaklanması ve uyumlu hale getirilmesinin de farklı bir ifadesidir aslında. Kusursuz şekil ancak zıtlıklar harmanlanıp uyum içine girdiklerinde ortaya çıkacaktır. Ensō aynı zamanda hayatın gerçeklerini de kapsar. Hayat bir döngüyü takip eder. İnsan doğar, büyür, geliriş, olgunlaşır ve ölür. Tıpkı Ensō’nun başı ve sonunun olması gibi, hayatın da başı ve sonu bir dairesel döngüdür aslında.

Ensō Çemberi, aydınlanmanın sembolü olan ayı sembolize edebilir. Zen öğretisinde olduğu gibi “Aya işaret eden parmağı, ayın kendisi için yanıltmayın.” Başka bir deyişle; kişiyi aydınlanmaya yönlendirmeyi amaçlayan doktrinleri, öğretileri veya açıklamaları, kişinin kendisi için kenara itmeyin ya da yanıltmayın. Ensō aynı zamanda ayın su üzerindeki yansımasını da temsil edebilir. Bu temsil ile kişinin aydınlanmayı ve gelişimi kendisinin dışında aramanın yararsızlığını da sembolize eder.

Ensō Çemberi, pek çoğumuzun sıklıkla denk geldiği, gerek Zen öğretisinde, gerekse Japon Savaş Sanatları öğretilerinde ve gerekse de pek çok diğer alanda karşımıza çıkan bir öğedir. Genellikle hoşumuza giden bir duvar ya da kitap kapak resmidir. Ben de bu makalemde sizlere biraz Ensō’dan bahsetmeye ve dilim dönüp, kalemim yettikçe anlamını biraz açıklamaya çalıştım. Umarım faydalı bir makale olabilmiştir.





6.477 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page